Yaşlandıkça yüzünüzde ince çizgiler ve kırışıklıkların oluştuğunu fark etmişsinizdir. Peki bunun sebebinin ne olduğunu hiç düşündünüz mü? Aradığınız cevap hyaluronik asit!
Hyaluronik asit vücudumuzun ürettiği ve yüzün gençliğini doğal olarak koruyan bir moleküldür. Ancak yıllar geçtikçe kendini daha az yenileyerek, alanı kırışıklıklara ve elastikiyet kaybına açık hale getirir.
Hyaluronik asit güçlü bir doğal nemlendiricidir. Ağırlığının 1000 katından fazlasını su içinde tutabilen bu ürün, kollajen ve elastin ile birlikte cildin nemlenmesine ve sıkılığına katkıda bulunur. Pek çok tedavinin merkezinde yer alan hyaluronik asit, cildinizin bakımında en iyi müttefiklerinizden biridir.
Hyaluronik Asit Nedir?
Hyaluronik asit, özellikle ciltte, eklemlerde ve gözlerde bulunan glikozaminoglikan (GAG) ailesinden bir polisakkarit makromoleküldür. Ana görevlerinden biri dokuların, özellikle de cildin nemlendirilmesi ve yağlanmasıyla bağlantılıdır.
Aslında hyaluronik asit, cildin nemlenmesinden, elastikiyetinden ve sıkılığından büyük ölçüde sorumlu olduğu için ciltte önemli bir koruyucu ve yapısal işlevi yerine getirir. Dermis (cildin epidermis ve hipodermis arasındaki ara tabakası) vücudun toplam hyaluronik asidinin yaklaşık %50’sini barındırır. Fibroblast adı verilen hücreler tarafından sentezlenir. Bu hücreler aynı zamanda kolajen ve elastin lifleri gibi cildin destek dokusu olan hücre dışı matrisin diğer temel bileşenlerini de üretir. Hyaluronik asit ayrıca keratinositler tarafından sentezlendiği epidermiste daha küçük miktarlarda bulunabilir.
Hyaluronik asit higroskopik özelliklere sahiptir. Bu, bir tür sünger gibi hareket ettiği ve ağırlığının bin katına kadar suyu yakalayıp tutabildiği anlamına gelir. Sonuç olarak, cilt iyi nemlendirilmiş, esnek ve dolgun kalır.
Hyaluronik Asidin Cilde Faydaları
Hyaluronik asit, vücutta pek çok yerde rol oynar:
● Hafif ila orta dereceli egzama için HA, orta dereceli semptomlara yardımcı olur,
● Gözün korneasında bulunur ve hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur,
● Hassas cildin iyileşmesine ve yatışmasına etki eder,
● Suyu dermiste hapseder ve tutar, cildinizde gerçek bir yaşlanma karşıtı etki sağlar,
● UV ışınlarına karşı korunmada önemli rol oynar,
● Stres, tütün ve hatta güneş ışınlarının etkisi altında vücut tarafından doğal olarak üretilen ve cilde zarar veren serbest radikallerin oluşumu ile mücadeleye yardımcı olan antioksidan özelliklere sahiptir,
● Dermisin destek katmanının farklı bileşenleri arasında iyi bir uyum sağlar, bu da cilde bu çok yönlü görünümü verir.
Eklem Ağrısı İçin Neden Hyaluronik Asit Kullanılır?
Hyaluronik asit, eklemlerin kıkırdaklarının yer aldığı sinovyal sıvıda doğal olarak bulunur. Osteoartrit, kıkırdak dokusunun ve onun niteliklerinin (elastikiyet, esneklik ve aynı zamanda kayma kapasitesi) tahrip olmasıyla karakterize edilir. Bu nedenle sinovyal sıvı, kayganlaştırıcı ve koruyucu özellikleriyle önemlidir. Hyaluronik asidin gıda takviyesi şeklinde alınması, sinovyal sıvının miktarının artmasını ve kalitesinin iyileşmesini teşvik eder.
Hyaluronik Asit Nasıl Kullanılır?
Hyaluronik asit vücutta doğal olarak oluşmasına rağmen, genetik olarak tasarlanabilir ve hayvansal kaynaklı değildir. Sonuç olarak, üreticiler farklı uygulamalar için farklı HA türleri sunmaktadır.
Yüksek moleküler ağırlığa sahip ham hyaluronik asit
Büyük molekül epidermisin yüzeyinde kalır. Kirlilik, UV ışınları ve sigara dumanı gibi agresyonlara karşı koruyucu bir bariyer oluşturur. HA suyun buharlaşmasını önler ve ayrıca cildi sıkılaştırıcı bir etki sağlar. Bu kozmetik ürünleri cilt yüzeyini nemlendirmek ve dış etkenlerden korumak için kullanabilirsiniz.
Düşük moleküler ağırlıklı hyaluronik asit
Hidroliz HA’yı daha küçük parçalara ayırır. Bu ürün cildin bağ dokusuna kolayca nüfuz ederek suyun buharlaşmasını önler. HA’nın doğal üretimini uyararak cildin canlandırıcı etkisini artıracaktır. Bu ürünler cildinizi daha esnek, tonlanmış ve kırışıksız hale getirmek için idealdir. Güzellik dünyası, yüzü nemlendirmek ve cildin yaşlanmasını yavaşlatmak için bu molekülü özellikle kullanır.
Yaşlandıkça Cildimizin Değişimi
Hyaluronik asit cildimize dolgun bir görünüm kazandırır. Ancak yıllar geçtikçe hyaluronik asit sentezinin dinamiği yavaşlar ve kalitesi düşer. Bunun sonucunda cilt yoğunluğunu kaybeder, ince çizgiler ve kırışıklıklar ortaya çıkar. 50 yaşında bazen rezervlerimizin neredeyse yarısı yok olur. Bu durum kaçınılmaz olarak yüzümüzde çeşitli deri yaşlanması belirtilerinin kademeli olarak ortaya çıkmasıyla kendini gösterir: kırışıklıklar, ince çizgiler, kuruluk, hacim kaybı…
● Vücudun tüm organları gibi cilt ve mekanizmaları da zamanın etkilerine maruz kalır. Yaşla birlikte, vücuttaki hyaluronik asit üretimini, tutulmasını ve parçalanmasını düzenleyen biyolojik süreçler daha az verimli hale gelir.
● Genetik yatkınlık, hyaluronik asit miktarının ve kalitesinin azalma hızında rol oynar.
● Güneş, kirlilik, soğuk aynı zamanda sigara, kötü beslenme, stres, hareketsiz yaşam tarzı ve uykusuzluk da cildin erken yaşlanmasına ve hyaluronik asidin azalmasına etkisi olan faktörlerdir.
Hyaluronik Asit Rezervleri Doğal Yollarla Nasıl Artırılır?
Hyaluronik asidin tek başına hareket etmediğini unutmamak önemlidir. Dermisin hücre dışı matriksinde, elastin ve kolajen gibi diğer moleküllerle ilişkilidir ve bunların üretimi de yaşla birlikte azalır. Rolleri farklıdır, ancak yine de cilt yapısına, esnekliğine ve hidrasyonuna katkıları açısından birbirleriyle yakından bağlantılıdırlar. Bu farklı moleküller dengede olduğunda, cilt sıkı, pürüzsüz ve elastik görünür.
Uyumlu, ışıltılı ve canlı bir yüzü mümkün olduğunca uzun süre korumak için bütün bir yaklaşımla hareket etmek önemlidir. Kozmetikte hyaluronik asit ve kolajen sıklıkla topikal ürünler veya cilt uygulamaları (serumlar, kremler, maskeler vb.) şeklinde kullanılır. Estetik tıpta, tedavi edilecek sorunlara bağlı olarak hyaluronik asit enjeksiyonları gibi dolgu teknikleri veya dermal hücrelerin aktivitesini artıran mikroiğneleme, peeling gibi stimülasyon teknikler gibi çeşitli yöntemler mevcuttur.
Estetik Tedavilerde Hyaluronik Asit Kullanımı
Hyaluronik asit kullanan tedaviler çeşitlidir. Dolayısıyla bu aktif bileşeni dolgun bir kırışıklık önleyici gündüz kreminde, bir serumda veya kırışıklıklara yönelik özel tedavilerde bulabilirsiniz.
Hyaluronik asit, erken cilt yaşlanmasının belirtilerine karşı savaşmak için gerekli bir moleküldür. Bu aktif madde pürüzsüz bir cilt elde edilmesinde temel bir rol oynar . Bunun için hyaluronik asit bazlı bir tedavi ritüeli vazgeçilmez olmaya devam etmektedir.
Peki kremler mi daha etkilidir yoksa enjeksiyonlar mı? Çoğu estetik tedavilerde olduğu gibi enjeksiyonun etkisi daha doğrudandır. Kremi tedavinin bir parçası olarak kullanmak daha tutarlı bir sonuç sunar.
Aslında hyaluronik asit tedavileri cildinizin iyice nemlendirilmesine, kırışıklıkların doldurulmasına ve yüzünüzün yeniden şekillendirilmesine yardımcı olacaktır. Her şeyden önce, cildinize zarar vermemek için organik veya doğal malzemelerden yapılmış bir kozmetik bakımı seçtiğinizden emin olmalısınız.
Dolgu İşlemlerinde Hyaluronik Asit Kullanımı
Estetik tıpta kullanılan enjekte edilebilir maddeler biyoteknolojik işlemlerle elde edilir: fermentörlerde yetiştirilen mikroorganizmalar bunları doğal olarak üretir. Elde edilen sentetik ürün vücudun ürettiği ürünle aynı olduğundan alerji riski yoktur.
Dolgu ürünlerinin enjeksiyonları beklentilerinizi, cildinizin kalitesini karşılamalı ve yüzünüzün yapısına uygun olmalıdır. Günümüzde piyasada satılan hyaluronik asit ürünleri çoğu zaman cildiniz ve sağlığınız açısından tehlikeli maddelerle karıştırılmaktadır.
Radiant ürünleri; cilt yaşlanması, hacim kaybı veya çeşitli dış etkenlerin etkilediği farklı cilt yapılarına özel olarak geliştirilmiştir. Yüzün farklı bölgelerindeki çeşitli ihtiyaçları karşılamak için geniş bir ürün yelpazesi sunar. Sizde hyaluronik asit enjeksiyonlarını denemek mi istiyorsunuz? Radiant dermal dolguları ile daha sıkı ve ışıl ışıl bir cilde hemen kavuşabilirsiniz!
Siz de fikrinizi belirtin